Gezegenimiz dört milyar yıldır ardalanmah olarak ısınıp soğumaktadır. Son yıllarda özellikle 1970'ler- den sonra ise giderek ısınmaktadır. Bir çok uzman, bu küresel ısınmada insanoğlunun etkisinin çok olduğuna ve kendi elleriyle yaşadığı gezegeni tehli keye attığına inanmaktadır.
Sera etkisi
Atmosfer, bize sürdürülebilir bir hava sıcaklığı yanında soluduğumuz havayı da sağlar. Atmosfer olmasaydı ortalama sıcaklık+ 15 "C yerine-18 "C ola caktı.
Güneş ışığı, 0.8 m2'ye 3 tane 100 vvattlık lamba enerji eşdeğeriyle yeryüzüne çarpacak ve dev bir radyatör gibi ısı dalgası yayacak ve bu ısı engelsiz olarak boşluğa geri dönecekti. Halbuki atmosfer sayesinde bu ısının bir kısmı boşluğa geri dönmekte dir. Geri kalan atmosferin alt tabakalarında bulunan su buharı, C02, metan ve benzeri gazlar tarafından emilir. Bu gazlar aldıkları ısının bir kısmını dünyaya yansıtırlar. Bütün bu işlem sera etkisi olarak adlandırılır. Artan ısıyla topraktan, göllerden ve okyanuslardan daha fazla buharlaşma olur. Artan buhar oranı daha fazla sera ısınmasına neden olur.
.Buhar oranının kontrolunda insanoğlunun çok az etkisi olup sera etkisini arttıran gazların üretiminde ise payı çoktur.
IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change)'de havanın 1850'den beri ısınmasında C02'in %60 etkisi olduğu, sanayi devriminden beri oranın %30 arttığı ve halen yıllık %3.0 artışının devam ettiği belirtilmektedir. Bu böyle devam ederse 2060 yılında sanayi devrimi öncesinin 2 katı olacaktır. Atmosferde bulunan su buharının 8 günlük ömrüne kıyasla C02'in
100 yıllık ömrü endişe vericidir.
Havanın ısınmasında etkisi olan diğer bir gaz metandır. Isınmada %15 rolü olduğu tahmin edilmek tedir. Sanayi devriminden beri 2.5 kat artmıştır.
Atmosferde kalma ömrü 10 yıl olan metan, pirinç tar lalarındaki bakterilerden, çöplüklerden, sığır çiftlik lerinden ve fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkar.
Sera gazlarına, tarım ve sanayi ürünü olarak nitro oksitler, CFC gibi solvent ve soğutucu gazlar dahildir. Ozon tabakasına verdiği zarar nedeniyle clo- roflorocarbon, uluslararası anlaşmalarla yasak lanmıştır. Sera gazlarının artışı bir kaç yüzyıl içinde küresel sıcaklığın 1-3.5 "C arasında yükselmesine neden olacaktır.Bu yüksek gözükmeyebilir, ancak
1570-1730 arasında küçük buzul çağı Avrupalı çiftçi lerin tarlalarını terketmesine yol açtığında sıcaklık sadece 0.5 "C artmıştı
Modeller ve Belirsizlikler
Bilim adamları, iklim modellerini ortaya çıkar mak için kara, deniz, hava, buz ve güneş ışığı arasındaki etkilişimlerinin bilgisayar simulasyon- larını kullanırlar. Eğer yüzlerce yıl önce yeryüzünde ki şartlarla ilgili yeterli bilgi olsaydı bugün çok iyi modeller yaratılabilirdi. Ancak, mevcut verilerle yaklaşık değerler elde edebilmektedir.
Okyanus ve bulutlar nedeniyle belirsizlik büyük bir problem halindedir. Okyanuslar C 0 2 için dev bir lavabo gibi çalışırlar, ancak nasıl olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. Atmosferde 750 milyar ton kar bon vardır. İnsanoğlu her yıl atmosfere C 0 2 şeklinde 7 milyar ton karbon çıkmasına neden olur. Bunun 3 milyarı havada kalır, geri kalan ise kara ve deniz bitkileri tarafından alınır, deniz suyunda absorbe edilir ve okyanus sedimanlarında gömülür.
Deniz suyunun, havadan C 0 2 almak için nasıl bir etkileşimde bulunduğu anlaşılamamaktadır.
Diğer yandan bulutlar yeryüzünü gölgeler ve soğuma sağlar ama bir yandan da ısıyı kapanlar ve sıcaklık artışına neden olur. 1991 yılında Pinatubo yanardağı stratosfere muazzam bir miktarda sülfat püskürtttü. Bu da dünya çapında 2 yıl boyunca sıcaklığın düşmesine neden oldu. Petrol ve kükürtlü kömür yanmasıyla oluşan kendi kirliliğimiz küresel ısınmaya engel olmaktadır. Öte yandan aerosollerin küresel ısınmayı %20 azalttığı iddia edilmektedir.1940'larda ısı yüksekti. 1970'lere kadar ısı düştü ve daha sonra tekrar artmaya başladı. Yüzyılın ortalarındaki bu soğuma, aerosollerin etkisiyledir. Eğer C02 küresel ısınmanın nedeniyse savaş sonrası ekonomik patlamada kullanılan fosil yakıtlarla sıcaklığın artması gerekirdi, ancak bunun tersi olmuştur. 1970'lerden sonra C 0 2 ve metanların uzun dönem etkisi ısınmaya neden olmuştur.
Dünya Isındıkça
Atmosferde daha fazla su buharı, daha yoğun yağışlara ve şiddetli iklimlere yol açar. Her 1 "C'lik artış havada %6 su buharı fazlalığı demektir. Yağmur ve kar yağış aralıkları çok değişmezken yağış miktar ları çok artabilmektedir. Sel ve erozyona eğilimli yer ler için korkunç tahminler yapılmaktadır. Bazı yerler içinse kuraklık söz konusudur.
1880'lerden beri hava sıcaklığı 0.5 "C artmıştır ancak 1980'lerden bu yana en sıcak 13 yıl ölçülmüş ve bazı ölçümlere göre 1997 en sıcak yıl olmuştur.
Diğer yandan bazı olayların iklimleri radikal şekilde çok daha kısa sürede değiştirebileceğidir. En korkulanı ise Avrupa'yı olmasından gereken daha yüksek sıcaklıkta tutan Atlantik sıcak su akıntısının aniden kesilme olasılığıdır. Bu akıntı kuşağı, kıta kenarlarına göre buharlaşma nedeniyle daha tuzludur. Kuşak yoğunlaşarak ve soğuyarak Grölland'da dibe dalar ve derinden ters istikamette güneye akar. İnsan faktörlü küresel ısınma akış kuşağındaki hassas ısı farkını değiştirirse tuzluluğu azaltarak yoğun yağışlara neden olabilir. Okyanus sedimanlarının incelenmesinden bunun daha önce defalarca olabil diği anlaşılmıştır. Böyle bir durum Avrupa'nın büyük bir kısmının oturulamaz hale getirecektir. Örneğin İrlanda, arktik dairesinden yüzlerce mil daha kuzeyde bulunan Spitsbergen ile aynı iklime sahip olacaktır.
Bunun olup olmayacağı bilinmiyor, ancak bazı bilim adamları gelecek 10 yılın, bu konuda fikir vereceği iddiasındadır.
Comments